MARTNISAN2025
Zekeriya Şimşek
“Kemeraltı Fonu”-2
Kemeraltı’ndan İzmir’e Bakmak: “Kemeraltı Fonu”-2
“Kemeraltı Fonu”-1 yazım sonrası biraz bekleme ihtiyacı hissettim.
Ağustos 2024’de Fon’un adı “İzmir Tarihi Kemeraltı PROJE Gayrimenkul Yatırım Fonu” olarak değiştirildi. (re-pie.com) PROJE sözcüğü eklendi? Eylül 2024’de TARKEM yönetim kurulu toplantısına katılan İzBB Başkanı; TARKEM’in kuruluş amacından uzaklaştığını ve belediye için bir yük hâline geldiğini ve belediyenin böyle bir dış yapılanmaya ihtiyacı olmadığını söyledi. (erhangulenc.com) Kasım 20224’de TARKEM Genel Müdürü istifa etti. Ve “tarkem.com”da Kurumsal/Ortaklar-Kurullar-Ekip sayfaları boştur. (erişim tarihi: 11 Şubat 2025)
Kaldığımız yerden devam edelim ve aktörleri tanıdıktan sonra olayların gelişim örgüsüne bakalım: İzmir’in kalbi Kemeraltı, çevresi ve Smyrna/Bayraklı, Yeşilova, Yassıtepe höyükleriyle birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İZKA destekli TARKEM’in başvurusuyla 14 Nisan 2020’de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı.
“İzmir Tarihi Liman Kenti” olarak adlandırılan bölgenin yönetimiyle ilgili “İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı” oluşturulurken Geçici Liste’ye giren/alınan alan Kemeraltı değil Kemeraltı’nı da içine alan UNESCO kayıtlarındaki ifadeyle “The historic port town of İzmir/Tarihi liman kenti İzmir” bölgesidir. UNESCO mantığının yok olmuşları değil halen var olan/yaşayan kültür ve doğa mirası değerleri korumak olduğunu unutmayalım. Geçici Liste’nin 81. sırasındaki eski liman bölgesinin asıl listeye alınabilmesi uzun bir süreç ve ciddi ev ödevlerinin yapılmasını gerektiriyor. Gelinen noktada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın taşeronu konumundaki TARKEM, UNESCO yükümlülüklerini yerine getirmek gerekçesine sığınarak kuruluş sevdasından U dönüşü yaparak (unescoizmir.com) “İzmir Tarihi Kent Merkezi’nin UNESCO Dünya Mirası olmasına katkı sağlayacak İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu”nuna demir attı: “TARKEM ve Re-Pie Portföy iş birliğiyle kurulan fon, İzmir Tarihi Kemeraltı ve Çevresi adına kaynak yaratma ve ölçeklendirme amacı taşımakta; Fon, bölgenin gelecek vizyonunun bir parçası olmak isteyen kurumsal ve bireysel nitelikli yatırımcılara fırsat sunmakta; bir Etki Yatırımı olması sebebiyle de ayrı bir önem teşkil etmektedir.”
Hayaller GYO iken gerçekler GYF oldu? İyi, hoşta bu evirilmeye dair sorular cevap beklemektedir. TARKEM kurulduğu günden itibaren BİST’e kote olup halka açılmak derdindeydi, Özellikle “altın hisse” adı verilen imtiyazlı hisseli kurucu ortakların yol haritasını şekillendiren bu düşünceydi. TARKEM’in kurucularından Uğur Yüce’ye kulak verelim: “Bir gayrimenkul ve alan iyileştirmeden bahsediyoruz. Dolayısıyla dünyanın neresinde başarılı şekilde yönetilmiş bir gayrimenkul şirketi zarar etmiş olsun? Mümkün değil. Ama kâr dağıtmayacak. O zaman ne olacak? Onun da çaresi şu; biz bu şirketi 3 yıl içinde halka açacağız. Borsaya kote edeceğiz. Zaten elindeki varlık gayrimenkullerden oluştuğu için, şirket değerlemesinde hisselerin belirlediği değer olacak. Diyelim ki 1 liralık hisse 220 kuruş, 230 kuruş. İsteyen satar çıkar, isteyen borsadan alır girer.” (gercekizmir.com, 16 Aralık 2019) Bir yandan ülke ekonomisinin kötü gidişatı, diğer taraftan TARKEM’in zayıf karnesiyle hedef gerçekleş(e)medi. Peki, Fon gerçekleşmesinden TARKEM kurucularının çıkarı nedir, var mıdır, kocaman bir soru işaretidir?
TARKEM-Fon işbirliğinde siyasî altyapı ilginçtir; deyim yerindeyse TMSF TARKEM’in mürüvvetini gördü. Karakter zenginliği bağlamında “diğerleri”ne dair ipucu veriyor, değerlendirmeyi size bırakıyorum: ENSPD Project Development danışmanlık şirketi, Bekir Pakdemirli, DÖSİMM… Şirket sermayesi içinde %40 oranında bir kamu payı olmakla birlikte “STK” olarak tanıtılan aslında “İzmir’in her taşının altından çıkan bir avuç lobisi”nin perde arkasında olduğu meslek odalarının ve iş derneklerinin %10’luk payı ile ete-kemiğe bürünmüş sakinlerinin %50’lik payı dikkate alındığında TARKEM denklemini çözmek kolaylaşacaktır.
2012’de direksiyonunda İzBB ile yol çıkan TARKEM’in 13 yıl sonra direksiyonunda kimin olduğu muammadır. Gelişmeler, kültürel mirasın kamusal sahiplenme/özen yerine kamunun finanse ettiği bir ticaret şirketi eliyle itinalı bir şekilde özelleştirilmesi olarak karşımızdadır. TARKEM; Orkem A.Ş., Yurokem A.Ş., Alkem A.Ş. bağlı şirketleriyle holdingleşme ve İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği, Kentimiz İzmir Derneği vb. ile de STK federasyonu kurma yolunda ilerlerken emlak vergisinin %10’undan oluşan “Kültür Varlıklarının Korunması/Restorasyon Katkı Payı,” İZKA fonları vb. hibe ve parasal aktarımların ayrıntısı meçhuldür.
Fon’un adı “Kemeraltı” olmakla birlikte tüm gayrimenkul alımları (doğruysa) Basmane bölgesindedir; ki Fon’dan pay alanlar açışından ortada bir “yanıltma” söz konusudur. Kemeraltı ile Basmane aynı değerde yerler olmayıp Kemeraltı daha değerlidir. Fon’un portföyündeki mülkleri gizleme sebebi komiktir; “duyulursa bölgede fiyatlar yükselir.” Örneğin; Mavi Kortejo hakkında “tarkem.com”da yer alan bilgiler kafa karıştırıcıdır: “Mavi Kortejo, 2017 yılında TARKEM tarafından satın alınmıştır. 2020 yılında yapının restorasyonu tamamlanmıştır. 2023 yılı itibari ile Re-Pie İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu tarafından işletilmektedir.” (erişim tarihi: 11 Şubat 2025) Basmane mevkiindeki yapının restorasyon kontrollüğü Valilikçe yapılmıştır. (bkz. foto) Kimin eli kimin cebindedir: TARKEM, çoğunluk hissesiyle özel şirket. Ama tapusu bana ait dediği yerin restorasyon inşaatını Valilik denetliyor. Fon yöneticisi Re-Pie İzmir İrtibat Ofisi yetkilileri ise “Mavi Kortejo bizim” diyor. Tapu sahibi kimdir; TARKEM mi, İzBB mi, Fon mu?
“Kaçırılmayacak fırsat” sloganı ve UNESCO Dünya Mirası adaylık etiketiyle pazarlanan Fon, doğası gereği toplum ihtiyaçlarını değil toprak rantını gözetmek ve gayrimenkul piyasasındaki spekülasyonun bir parçası olmak zorundadır. Kemeraltı’nın “bir İzmir değeri” olarak yönetilmesi söz konusu değildir. Burada sorumlu/suçlu Fon değil TARKEM’dir. Sermayenin/Yatırımcının beklentisiyle gelecek kuşaklara miras bırakmak çatıştırılmıştır. Fon’un kurulmasında merkezkaç kuvvetinin İzBB olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Fon ile “Alan Yönetimi Planı”ndaki fon arasında isim benzerliği dışında bir benzerlik bulunmamaktadır. Şöyle ki; “Alan Yönetim Planı”nın politika alanları bölümünde;“13. Alanın koruma sürecinin etkinlik kazanması ile artacak olan soylulaşma riskinin kontrol altına alınması ve yerel toplumun alanda varlığını sürdürmesine yönelik sosyal desteklerin ve içerme odaklı politikaların uygulanması gerekmektedir. Önemli miktarda nüfus kaybetmiş olan alanın nüfus kaybetme eğilimi devam etmektedir. Mevcut konut dokularının kentsel hizmetlere erişim güçlüğü, geleneksel konut dokusu ile bütünleşen dar ulaşım ağı, mevcut konut yapılarının önemli bölümünün ruhsatsız olması ve afet riski taşıması gibi hususlar alanın yaşanabilirliğini azaltmaktadır. Kent yoksullarının mekânına dönüşmüş olan alanın Kemeraltı Bölgesine yakın konut bölgelerinde yaşayan nüfusun azalması, Kemeraltı Çarşısının sadece ticaret dokularından oluşması, alanın gece kullanımını olumsuz yönde etkilemekte ve alanı güvensiz hale dönüştürmektedir. Yönetim Planının ana hedeflerine ulaşması ile gelişme eğilimi gösterecek olan turizm sektörünün alanda dönüşümü hızlandırması beklenebilir bir sonuçtur. Ancak alanın kırılgan sosyal yapısı dikkate alınmadan gerçekleştirilecek mekânsal ve ekonomik müdahaleler, sosyal yapının çözülmesine yol açma riskini de taşımaktadır. Bu nedenle alanın ekonomik yapısını etkileyecek olan mekânsal müdahale kararları analiz edilmeli, alanın istihdam yapısı ve sosyal koşulları güçlendirilmeli, alanın fonksiyon dönüşümü, soylulaşma riski düzenli olarak izlenmelidir.
20. İzmir Tarihi Liman Kenti’nin miras ögelerinin ekonomik sektörlerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla ‘kaynak’ olarak kullanılması değil, ‘varlık’ olarak değerlerin korunması birinci öncelik olmalıdır. (2022 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan “İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetimi Planı” için; kvmgm.gov.tr)
“İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Yönetimi Planı”nda kültürel mirasın bir “kaynak” olarak değil “varlık” olarak değerinin sürdürülmesi gerektiğiyle “soylulaştırma” riskine karşı önleyici bir çerçeve çizilirken bugün hayata geçirilen uygulama, planın delinmesidir. Ülkemizde kültürel mirasın korunması ve yaşatılması konusunda yeterli finansal kaynağın yaratılmadığı bir gerçektir. En önemli toplumsal değer olan kültür mirası öncelemeyen günümüz kamu politikaları; sermayenin iştahını kabartmaya, mülk sahiplerinin rantı tercih etmesine, kültür mirasının ortak geleceğimizin değil bir çıkar grubunun gelir kaynağı olmasına zemin hazırlamaktadır. Mega/Çılgın projeler, kentsel bölüşümler (pardon dönüşümler) ile göz boyayıcı toplantılara harcanan kamu kaynaklarıyla ortak geleceğimizin yapı taşı kültür mirasımız “(p)iç” edilmektedir.
Adında, fikrinde ve zikrinde “Kemeraltı” sözcüğünü eksik etmeyen TARKEM’in on beş kişilik yönetim kurulunda Kemeraltı Esnafı “bir sandalye” ile temsil edilirken diğer on dört üye arasında “Kemeraltı’nda ömrü dahilinde bir gün geçirmemişler” az değildir. Kemeraltı’nın geleceğine talip olmak adına Kemeraltı Esnafı’na yani “ev sahibi”ne on beşte bir söz hakkı vermek zekice bir düşünce (!) ve “yönetişim” dedikleri bu olsa gerek.
Sahip olduğumuz kültürel mirası kendi eliyle yok etme potansiyeli yüksek bir toplum olarak, en iyi ve etkili korumanın UNESCO eliyle olacağına, bizim yapamadığımızı UNESCO’nun yapacağına inanıyoruz. İyi niyetli olmayanlarımız ise, “UNESCO koruma şemsiyesi”ni turistik ranta çevirmek ve bölgeyi “cazibe merkezi” nesnesi (soylulaştırma) haline getirmek peşinde organize olmaktadır. (tarihizmir.com)
TARKEM, İzBB ve Fon işletmecisi Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş. ayrı tüzel kişilikler olmasına karşılık kamuoyuna bir iç içe geçmişlik servis edilmektedir: “tarkem.com”da “Bağlantılar” sekmesi altında birinci sırada, “Faaliyet Alanlarımız” sekmesi altındaysa dördüncü sırada Fon yer almaktadır? “re-pie.com”da TARKEM işbirlikçidir. “izmir.bel.tr” “Kurumsal/Şirketlerimiz” sekmesi altında TARKEM yer almamakla birlikte sitedeki muhtelif haberlerde TARKEM Yönetim Kurulu Başkanı olarak Cemil Tugay (öncesinde Tunç Soyer) adı belirtmektedir. TARKEM ve TARKEM kurucuları ile Fon arasında nasıl bir bağ vardır? Fon, TARKEM ve İzBB’nin hissedar olup olmadığını açıklamalıdır! Fon, sahip olduğu gayrimenkulleri açıklamalıdır! Fon’dan pay alanların ne kadarının İzmirliler olduğuna dair elimizde bir veri yoktur. Fon, ortak profilini (İzmirli sayısını) açıklamalıdır! Fon, (sahibiyse) “Mavi Kortejo”nın kira gelirini açıklamalıdır!
Dünyanın her yerinden insanlar/kurumlar bir araya gelip şirket kurabilir, kâr etme arzusu ne suçtur ne etik dışıdır. Ticaretin doğasıdır. İşbu kurucular listesinden çıkarımım; TARKEM bir hizmet şirketi değil bir operasyon şirketidir. Tepkim, masum bir “iyilik hareketi” gibi kamuoyuna servis edilmesinedir. Eleştirim, samimiyetsizlik ve amacı muğlaklaştırma çabasınadır. Şaibeyi yaratan budur, tetikleyicisi de önceki İzmir deneyimleridir! Büyük resmi, görme yeteneğinize havale ediyorum; %1’den küçük hissedarın bahane edildiği bir “çökme operasyonu” ile manipülasyon gücü yüksek kurucular işbirliği. Kemeraltı’nın kurtarıcısı/Süpermeni olarak parlatılan TARKEM, aslında İzmir sermayesinin yeni bir rant sondaj faaliyetidir. Evdeki hesap çarşıya uymamıştır ne yazık ki! TARKEM batık/içi boş bir şirket; en iyimser ifadeyle bilanço değeri yoktur. Peki, “şirketler ve dernekler topluluğu” olarak TARKEM nereye koşuyor?
Umarım, Fon TARKEM’in çamaşır makinesi değildir. Umarım, Fon’un akıbeti Kipa, Tansaş, Hilton İzmir, Efe Rakı, EGS, İzAir gibi bir “çok ortaklı İzmir klasiği/kurnazlığı” olmaz. İzmir, tarihinin en vizyonsuz belediye başkanı eliyle yönetilirken (Karşıyaka karnesi dayanaktır.) yanılmak istiyorum.
Tarihsel olarak “küçük esnaf”ın yer aldığı Kemeraltı’nda yerel ekonominin yaşatılmasına yönelik, esnafa “gelin bu fona ortak olun” çağrısı dışında herhangi bir çözüm ve işbirliği önerisi sunulmamıştır. Kemeraltı’nın kurtuluşu; belediye koordinatörlüğünde ve denetiminde, mimarî ve malî destek temini ile esnafın kendi mekânını kendisinin restore etmesi ve ortak tanıtım havuzuyla mümkün olacaktır. Bunun dünya örnekleri (old town) mevcuttur; Barselona, Prag…
Kemeraltı’nın restorasyonundan öncelikli ihtiyacı, esnafının oryantasyonudur. “Gavur İzmirli/İzmir çocuğu” esnaf bugün %1’dir. O Kemeraltı ki; Özsüt, Bolulu Hasan Usta, Eczacıbaşı markalarını kazandırmıştır Türkiye ekonomisine… O Kemeraltı ki; İzmir’in en soluklu edebiyat dergisi Dönemeç’e ev sahipliği yapmıştır; yıl 1976, kurucuları Hüseyin Yurttaş, Ahmet Günbaş, Kadri Sümer ve Ali Rıza Ertan, Kemahlı Hanı geçince üç katlı küçük bir binanın ikinci katındaki karargâhlarında hesapsız-kitapsız ve beş parasız bir idealistlikle İzmir’den edebiyat dünyamıza bugünde unutulmayan katkılar sağlamışlardır.
Globalleşme edebiyatına sığınmayalım lütfen! Kemeraltı İzmir’in rengidir, geleceğidir. Kemeraltı, İzmirliler’indir! Kafeleriyle, tarihî dokusuyla-kokusuyla, esnafıyla 24 saat yaşayan bir Kemeraltı önceliğimiz olmalıdır. “Kemeraltı Fonu” güzel fikirdir ama şeffaflık şartıyla!
Kemeraltı’ndan İzmir’e bakmak, zor ki ne zor. Çocukluğumun Kemeraltı’sının o güzel insanları da yoklar artık.
“Uzun bir alacakaranlık
Ve eski bir sudur Kemeraltı
Yıkıntısından
Yeni rüzgârlar doğacak” (şiir: Hidayet Karakuş)
(“Bir Kemeraltı çocuğu” ve fanatik bir İzmirli olarak İzmir için Kemeraltı için yıkıcı değil yapıcı/destekleyici olmak adına Fon’dan hisse aldım. Bu bir yatırım tavsiyesi değildir.)